Profesör Doktor Oktay Sinanoğlu nam-ı diğer Türk Einstein'dan gençliğe nasihat,kendisini saygıyla anıyoruz...
“…Gençler,
Türkiye’de âdet haline gelmiş göstermelik işlerden kaçının. Sırf
‘evrenkent (üniversite) bitirdi’ desinler diye, ananız babanız
‘Amerika’da mastır yaptı’ diye övünebilsin diye yükseköğrenime gitmeyin.
Sonunda ancak kendinizi kandırırsınız. Temel gayeleriniz, kendinizin
ufak çıkarları ötesinde, kendiniz dışında, bu ülke, bu ulus, Türk
dünyası, Avrasya, insanlık için olsun.
Yüksek hedefleriniz için çalışın. O zaman, kendi durumunuz da kendiliğinden düzelecektir.
Maddiyat ile maneviyatı dengeleyin. Formülünüz ‘bilim’ + ‘gönül’dür. Bu
iki kanadın biri eksik olursa ne kendinize ne de insanlığa hayrınız
dokunur.
Gündelik siyaset, çıkar grupları, dışarıdan güdümlü
gizli veya açık ucu dışarıda ‘cemiyet’lerden uzak durun. Atatürk’ün
dediklerini bol bol okuyun; onları işte bu günler için demiş, yazmış.
Türkiye’nin şerefli, refahlı, itibarlı ve bağımsız geleceği için Atatürk
yolumuzu çizmiştir.
Dış ülkelerden, onların yerli
kuyruklarından medet ummayın. Gayeleri bize yardımcı olmak değil, Türk
adını tarihten silmektir. Dünyanın neresinde olursanız olun, kimliğiniz,
Türk dilini, Türk tarih bilincini, binlerce yıllık geleneğini
kaybetmeyin. Dış ülkelerde ne kadar kimliğinizi korursanız yabancılar da
size o kadar itibar edecektir.
Başkasını taklit etmeyin.
Kendi yolunuzu çizip azimle yürüyün. O zaman herkes sonradan sizi
taklit edecektir. Eğitimde önce bir meslek, gerçek bir beceri, bir altın
bilezik sahibi olmaya bakın.
Ne yaparsanız yapın en iyisini
yapın. Siyasetçinin, bilimcinin en kötüsü olunacağına, tamircinin
parmakla gösterilen en iyisi olmak yeğdir.
Bulabilirseniz Türk
okuluna, eğitimin Türkçe verildiği okullara gidin. Konulara merak sarın;
not için çalışmayın. O meslekte yararlı olacak bir yabancı dil öğrenin.
Bülbül gibi konuşup yabancıdan ayırt edilemez hale gelmek hiç şart değil.
Unutmayın ki Türk olmak bir kafa, gönül işidir. Türk; kültürüyle, diliyle, ata sevgisiyle Türk’tür.
Soy sop meselesi karıştırarak, o her şeyimizi borçlu olduğumuz şerefli
atalarımızı karalamaya çalışan iç düşmanların kitaplarına,
safsatalarına, iftiralarına kulak asmayın.
Kültür genleri, ırk genlerinden daha önemlidir. Vatanı, milleti için her türlü fedakârlığa hazır bir taban gerekiyor.
Bu taban son elli yılda hayli eritilmiş, kafası, gönlü karıştırılmış,
birbirine düşen kesimler, dışa bağımlı sahte aydınlar, içinde vatanının
geleceğini düşünmeyen, daha da acısı vurdumduymazlaşmış kalabalıklar
oluşturulmuştur.
Bu durumda gerçek bir önder çıkabilse bile başarılı olması ihtimali pek azdır.
Ancak:
Şimdi yapılacak iş hızla bu toplumun yeniden kaynaşmasına,
bilinçleşmesine, vatanını, milletini kendisinden önce düşünen insanların
çoğalmasına önayak olmaktır.
Türkiye’yi tekrar Kuvayi Milliye ruhu, Atatürk ruhu kurtaracaktır…”
